Geleçeğimiz genç mühendislerde, bunları meslekten soğutmayalım …
Geçen gün genç bir mühendis arkadaşımız bana sosyal medya hesabımdan ulaştı ve derdini anlattı. Anlattığı konuyu gündeme taşımamı istedi. Alt taraftaki yazıyı yazıp benden yayınlamamı rica etti. bende seve seve bunu yayınlayacağımı ifade ettim ve bu genç arkadaşa söz verdim. Neticede Türkiye’mizin geleceği bu genç mühendis arkadaşların ellinde.
Onları meslekten soğutmak yerine Türkiye ekonomisine ve Ülkemizin Aydınlık geleceğine kazandırmak bizim boynumuzun borcu değil midir?
“Genç Mühendis Arkadaşımızın yazısı:”
“Geleceğin yenilenebilir enerjide olduğunu söylüyoruz da insanlığımızı yenileyebiliyor muyuz?
Bugün birçok ödüle sahip firmalar bile yetişmiş personellerini haksız sebepler ile kapı dışarı edebiliyor. İşe iki defa geç kalmış, yarım metre kaynak hatası yapmış, boyada formül hatası varmış, raporunda hata çıkmış vs. kronik olmayan nedenlerle.
Sonuçta sektörde firmaların büyümesini sağlayan, hayatından ve yeri geldiğinde özel hayatından feragat eden ve emek veren işçilerimiz değil mi? Bayram da, seyran da en mutlu gününde ya da cenazesi olmuş acısı taze iken bile çalıştırdığın yada mesaiye zorladığında da işçilerimiz değil mi?
Her şeyden önce 30 işçinin üzerinde personel çalıştıran firmalar ben seni kovuyorum deyip kıdem/ihbar tazminatı ödeyerek idari ya da mavi yaka personelini işten çıkartamaz.
Bu uygulamanın yetersiz olduğunu 4857 sayılı iş kanununun ilgili maddelerinde açıkça görüyoruz. Her ne sebep ile olursa olsun hepimiz insanız önce hatamızı düzeltmeye sonra işine son vermeye karar vermek en ahlaki olanıdır.
Bir insanı ekmeğinden ederken hayallerinden, yuvasındaki huzurundan, çocuğuna alacağı önlükten, sofrasına koyacağı ekmekten edeceğimizi bilirsek daha hoşgörülü olmaz mıyız?
Zira hepimiz profesyonel ve başarılı olarak değil önce insan olarak doğduk. “
Evet sektörde kendini göstermek isteyen, bu uğurda emek harcayıp kendini geliştirmeye çalışan bir arkadaşımızın yazısıydı bu.
Neticede; Unutulmaması gereken, Şirketlerin kuruluş amacı her ne kadar para kazanmak olursa olsun, şirketleri İnsanların yönettiğidir. Bu durum şirketlere sosyal sorumluluk ve duygu kazandıran tek sebeptir.
İşte tam da bu yüzden hep söyle deriz; İşin başında profesyonel yöneticiler varsa, o şirket öyle yada böyle çok başarılı olacaktır. Şirket kurumsal kararlarını aldıran unutmayınız ki Yöneticilerinin yazılı talimatları ile uygulanır. Yani şirketlerin duruşu ve kuralları, aslında Yöneticilerinin hayat görüşlerinin aynasıdır.
Durum bu olunca; Ülkemiz ve bizlerin açısından ihtiyacımız olan Para kazanan şirketler değil, aksine para kazanmayı bilmesinin yanı sıra düzgün ve olgun kişiliklere sahip Profesyonel Yöneticilerdir.
Hayatın her aşamasında yapılması gereken en önemli davranış özelliği EMPATİ dir. Yöneticilerin de bu konuya bu açıdan bakıp, kendilerinin emek emek yükseldiği noktaya, şirketlerinde çalışan kişilerin de yükselebilmesi ve deneyim kazanabilmesi için empati yapmaları, kendilerini personellerinin yerine koyup onlara işi öğrenmesi ve daha doğru iş davranış biçimleri geliştirmeleri için destek olmalarıdır.
Unutulmaması gereken en önemli noktayı KOCA KOCA HARFLER İLE YAZYORUM…
BİZİM İNSANIMIZ VEFALIDIR. EĞER ÇALIŞTIĞI ŞİRKETLERİ ONLARA SAHİP ÇIKAR İSE, O ŞİRKETİ KENDİ ŞİRKETLERİ GİBİ BENİMSERLER. FAKAT; İLK ADIMI ŞİRKETLERİN YÖNETİCİLERİNİN ATMASI ve PERSONELERİNİN GÖNÜLLERİNİ KAZANMASI GEREKLİDİR.
Sektörümüzdeki Tüm şirketlerimizin artan karlılıklar ve başarılı işler yapmasını, Personellerimizin de Şirketlerine bu amaçlar doğrultusunda MUTLU ve SAMİMİ çalışmasını temenni ederim.
Bugünkü yazımı da bu satırlarımla bitirmek istiyorum; “Sistemin en zayıf halkası sistemin başarısını veya başarısızlığını belirler”. Geleceğin başarılı mühendislerini Sektörümüzden soğuttuğunuz zaman, sisteminde bu mühendisler bacağında zayıflayacağını hiç unutmamalıyız?
Hasan YİĞİT – 23 Ocak 2017